(birşeyi) gözünden ayırmamak, gözkulak olmak, dikkat etmek, niyetinde olmak, aklı fikri … de olmak. have
an eye on/to the main chance: (şahsî) çıkarını gözetmek, kârın nereden geleceğini bilmek. Since she left the school, she's had an eye to marriage: Okulu terkettiğinden beri aklı fikri evlenmede.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition